20 Mayıs 2008 Salı

19 MAYISTA BÜYÜK ADA :D




İlk önce herkesi 19 Mayıs Gençlik ve spor Bayramını kutlarım:D

Yurdumuzun dörtbir köşesinde kutlamalar yapıldı, atamızın bize armağanı olan bu büyük gün saygı ile anıldı..

istanbulun 4 tane güzel incisi diyorum ben adalara. dördü de birbirinden güzel...

sanki bu haftasonu 2 gün boyunca hiç gezmemişim gibi, bir değişiklik yapıp büyükadaya gittim. normalde yazın haftasonlarımın çoğu adada geçiyor zaten, tam ada mevsimi açıldı hadi gidelim dedim bir baktımki ada mevsimi çoktaaannnn geçmiş. okadar sıcakki yürümekte zorlanıyorsun.







büyük adanın en güzel yanı fayton ile lunaparka kadar gidip, ordan sonra ki UZUN ve bayağı DİK olan yokuşu tırmanarak orada ki kır lokantasında, güzel bir manzara ve temiz hava eşliğinde yemek yemek.

tabiki dün 19 mayıs olduğu için normalde olandan 5 kat kalabalıktı büyükada. fayton kuyruğu neredeyse adayı dolanıyordu:D neyse yürüyelim dedik, lunaparka kadar yürüdük, sonrasındada efsane yokuş ..taaaaaaa Aya yorgi Kilisesine kadar...ben tepeye ulaştığımda kendimde değildim:p






ama sonrasında ki deniz manzaralı muhteşem yemek herşeyi unutturuyor.:D

Büyük ada gerçekten çok güzel bir yer...şimdiden söyleyeyim kısa bir süre sonra burada bir evim olacak:D ulaşım sorunu yok birşey yok. sürekli deniz yolculuğu...

Heybeli adada bir o kadar güzel, orada ise daha çok bisikletle gezi güzel, bisiklete binip piknik alanında piknik yapmalısınız...:D

Burgaz ada ise tepesi yanan ada:( orada da muhteşem bir manzara var ve süper bir öğretmenevi var. yemekleride muhteşem:D



evettt, ama yaz için en kullanışlısı Kınalı ada::D çünkü denizi en temiz olan o..çünkü önü bayağı açık...ve denize girilmesi için öndeki plaj haricinde genelde dışardan gelenlerin bilmediği, sadece ada halkının bildiği gizli plajlar var:D hemen bulduğunuz yerde denize girmenizi değilde biraz gezmenizi tavsiye ederim:D

BAHÇEKÖY DE SÜPER BİR GÜN:D



yorucu ama güzel bir Edirne turundan sonra, Pazar günü bahçeköye gittik.

gidiş amacımız evlenecek kuzenimin, adet gelenek görenek olayları kapsamında olan bohça götürülme kısmıydı:D herkes birbirinin bohçasını açtı:D ama ben bohça kısmından çok etrafla ilgilendim..



Çünkü kuzenimin nişanlısı muhteşem bir yerde oturuyor. babası orman itfayecisi olduğu için, ormanın içinde lojmanlarda oturuyorlar:D ve bizi süper bir yere götürdü...bir tesis yapmışlar,tesisin içindede göl var,:D ve içinde balık, ördek, kaplumbağa:D doğa harikası yani:D

ayrıca insan kendini çok iyi hissediyor orada... düşünsenize orada yaşadığınızı her sabah neşeli kalkıyorsunuz, zevkle işe gidiyorsunuz:D yani işe gitmek kısmı sıkıcı olabilir ama öyle bir ortamda uyanıp hayata güzel başlamak süper bişey olmalı...amaa tabi sonrasında şehir trafiğine girmek aynı olsa gerek:p



tabiki ben fotoğraf makinasını geçirdim elime:D gerisini siz düşünün:D

EDİRNE GEZİSİ




92 yıl Osmanlı Devletine başkentlik yapmış bir şehir Edirne...

Şehre ilk girişte Selimiye Camisi görkemli bir şekilde görünmekte... şehir yerleşim açısından pek iç açıcı görünmüyor fakat tarih açısından gayet büyüleyici.her tarafı tarihle dolu..orada yaşayan uygarlık ve devletleri bıraktıkları eserlerden anlamak mümkün..

















örneğin ilk durağımız Eski camii idi.Selçuklu mimarisi caminin duvarlarını süslemişti, ondan sonra gttiğimiz 3 şerefeli camide ise biraz daha çiniye yönelmişler, artık osmanlı mimarisi baş göstermiş, en son ve en görkemli olan camii Selimiye idi..insanı o kadar büyülüyordu ki.


Selimiye camii, Yavuz sultan Selim'in emri üzerine Mimar Sinan tarafından yapılmıi. Mimar Sinan 80 yaşındayken başlamış yapmaya. Diğer camilerden ayıran en önemli özelliği tek bir kubbe üzerinde yükselmesi ve 8 ayak üzerinde durmasıdır. ayrıca o kadar etkileyici bir akustik tekniği kullanılmışki:D caminin oymaları akustiği dengeliyor:D


bunun dışında II. Beyazıt Külliyesi, Balkan şehitliği, Lozan Anıtı, Pazarkule sınır kapısı ve Meriç nehri de çok büyüleyiciydi.








en son olarakta meşhur kapalı çarşısına gittik.









Gerçekten çok güzel bir geziydi. Edirne görülmeye değer çok güzel bir şehir. yemek olarakta ciğeri ünlü fakat ben ciğer yemediğim için, yemek olayı bana pek cazip gelmedi:D

ama meriç nehri kıyısında ki çay molası süperdi:D

15 Mayıs 2008 Perşembe

MARMARA ŞENLİKLERİ




merhaba Güünlüğüm,

kuzencim saolsun yine bir konserdeydim:D bu sefer üniversite şenlikleri vardı..ve Emre Aydın konseri...:D

eskiden kapıdan içeri girebildinmi konserde dahil herşeyden yararlanıyordun. bu sefer kapıdan girmek bir dert, konsere girmek ayrıca:D

tabiki bu zorlukları yaşamadık ve kuzenimin patronu sayesinde VIP gibi bir alandan izledik konseri...alt tarafta öğrenciler arasında iğne atsan almak için eğilemez bir durum vardı. bizim olduğıumuz yerlerde ise sandalyeler vardıı. ama tabiki ben çok az oturdum. müzik var ve konser ortamı ve ben tabiki ayakta:D
birde yanımdaki uykucu şirini unutmayalım. Emre aydın orda şşarkı söylyor. herkes eğleniyor, ben bir bakıyorum bizimki esneme ile meşgul:D 100 kere esnedin be Selen...

veee gecenin sonunda hawai fişekler atıldı. çok güzeldi çünkü olduğumuz yerden atılıyordu, yani kulaklarını tıkadığında ve yukarı baktığında gökyüzünden sana doğru gelen bir sürü ışık...:D



işte gecenin en güzel şarkısı;

Ve uğraşmak anlamsız
Yüzündeki yabancı
Her geçen saniye bana daha yabancı .
Ve böyle olmasın bildiğim gibi kal sen
Her geçen saniye daha da zorlaşmasın
Ve gülümse şimdi .......

10 Mayıs 2008 Cumartesi