22 Aralık 2008 Pazartesi

2009'a 10 KALA



Yine yeni bir yıla girerken, düşündüğümde yine dopdolu bir yılı geride bıraktığımı görüyorum.

Yılların çabuk geçtiğini düşünüyorum ama aslında bir yıla ne kadar çok şey sığdığına bakarsak hiçte o kadar çabuk geçmiş gibi gözükmüyor. Evlilikler, doğumlar, ekonomik krizler, ayrılmalar, barışmalar, iş güç, yeni insanlar,farklı şehirlere taşınmalar, facebookta eski arkadaşların buluşmaları:D ve 50 Cent'in Türkiye'ye gelmesi :p ve daha bi çok şey...bunlar sadece aklıma gelenler...

Bunlardan Tolga bebek çok sevindirici bir haber olarak bu seneye damgasını vururken,şehitlerimiz ve ekonomik kriz üzücü bir olay olarak hayatımıza yerleşmiş bulunmakta.

Aslında güzel bir yıl olmuş 2008...bize mutluluk, sağlık getirmiş bize...

işte şimdi sırada 2009 yılı var.



yeni yılı her zaman 31 aralık gecesi kutlarız. Aslında her zaman bu gece kutlanmamış.
MÖ 2000 yıllarında Babillliler baharın gelmesiyle yeni yılı kutlarlarmış:D onlar için 1 Ocak herhangi bir tarımsal yada astronomik olaya denk gelmiyormuş. o yüzden bahar doğanın uyandığı bir dönem olduğundan süper şenlikler yapıyorlarmış... 11 gün kutluyorlarmış.
e baharda olunca ben 40 gün 40 gece kutlarım, bu dondurucu soüğukta gelde kutla:D

2008 yılının son günlerini yaşadığımız ve geride iyi veya kötü yaşadıklarımıza baktığımız şu zamanlarda, 2009 yılından daha çok şey bekliyor insan.

Öncelikle sağlık diyelim, çünkü insanın en önemli zenginliği bence sağlık.

Daha sonra huzur, barış, mutluluk dolu bir yıl. Savaşların olmadığı,kötülüklerin olmadığı,açlığın,işsizliğin,ölümlerin olmadığı bir dünya.

2008 yılı acılarımızla, sevinçlerimizle geride kalacak. daha fazla umut, daha fazla sevinç, daha fazla mutluluk getirecek bir 2009.

kısacası:

Yeni yılın size ve tüm sevdiklerinize sağlık, mutluluk, neşe, başarı, bolca para, sevgi ve huzur getirmesini dilerim. Mutlu Yıllar...

2 Aralık 2008 Salı

KIŞA GİRİŞ



Sevgili günlüğüm yine bir kış mevsimine girdik...şu günlerde güneşli bir gökyüzü görsekte herşey yalan:D

şu fotoğrafta ki kuşlara bir bak...donmuşlar.intihara teşebbüs ediyorlar:p

Bu fotoğrafı caddebostanda çektim...dagalar 3 metreyi buldu diyorlar ya televizyonda ...doğru...çünkü eve geldiğimde ,yürürken suratıma gelen deniz suyu sayesinde yüzümde tuz birikmiş:D



yakında kar da yağar...kar yağsın ama sadece görüntüsünü ve kar oynamayı seviyorum.İstanbul'da kar demek trafik sayesinde rezalet demek.

neyseki şunu bilmek güzel:D

HER KIŞIN ARKASINDAN MUTLAKA BİR BAHAR GELİR....

10 Kasım 2008 Pazartesi

10 KASIM




Şu günlerde ki konu, bir film ile yansıtılmaya çalışılan yalnızlığın...

Fakat anlayamıyorlar ki aslında yalnız olan kendileri...

Bugün bize düşen en büyük görev, bizden isediğin gibi, yüzümüzü geleceğe dönerek,

ufkumuzu geniş hedeflerimizi büyük tutmaktır...

10 Kasımlar senin ölüm yıldönümün değil...Sen bu 10 Kasım'da da içimize bir güneş

gibi yeniden doğdun ATAM...

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri.
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyorlar cihanın görmediği
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal'i gibi

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere...

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir kasım sabahı
Yine bizimle beraber her yerde
Yaşıyor dört köşesinde vatanın,
Yaşıyor damar damar yüreklerde.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda;
Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.

4 Eylül 2008 Perşembe

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA...

mavi,yeşil ve kahverenginin buluştuğu çok güzel bir nokta...Rize...

inanın bana doğu karadenizdeki kadar canlı yeşil tonlarını hiç biryerde göremezsiniz. sürekli yağmur yağması ve o taze ve güzel kokuda bu yeşile canlılık vermekte:D




herkesin bir köyü vardır fakat gidip görme şansını kaç kişi bulabilmiştir bilemem.. ama babannem ve dedemin orada yaşıyor olması nedeniyle ben doğduğumdan beri Rizeye giderim...

tam kafa dinleme,huzur bulma yeri...kaldığım odanın penceresini açtığımda karşımda süper bir köy manzarası var... bir cami ve etrafında sıralanmış okul,hastane...arkasında uçsuz bucaksızz bir denizz ve sol taraf Rize Dağları...vee köyün arka tarafıı isee yemyeşill çay bahçeleri...



5 yaşımdayken, babannem ile Rizeye gittim. babannem bana 4 adet ağaç filizi verdi ve onları dilek tutarak dikmemi istedii..dileklerimi hatırlamıyorumm ama 4 büyük ağaç oldu diktiğimm fidanlar...görünümleride çok güzel ve bir diğer görevleride evi serin tutuyorlar:D

o kadar güzel bir duygu ki diktiğim fidanların bu kadar güzel ağaçlar olması ve bugün hala duruyor olması...aradan 22 sene geçtii ve ben o ağaçlara baktıkça o günü dün gibi hatırıyorum...

23 Ağustos 2008 Cumartesi

BURÇLARA GÖRE MAKYAJ...

Merhaba,

Doğumumuzdan itibaren hayatımızın her dönemini etkileyen burçlar, makyajda da kendini etkili bir biçimde göstermektedir...

Şimdi burçlarımıza göre ne şekilde makyaj yapmamız gerektiğini öğrenelim;

KOÇ , ASLAN VE YAY = ATEŞ GRUBU-İDDİALI



Ateş grubu kadınları çekiciliklerini ön plana çıkartıp dikkat çekmeyi ve farkedilmeyi seviyorlar. bu grubun rengi kırmızı ve siyah...
gözlerde siyah far ve kalem kullanmaları gerekmektedir. Eye-liner en önemli malzemeleridir. Gölgelendirmelerde ise beyaz kullanmaları gerekmektedir.
Allık ve rujda ise kırmızı tercih ederler...

YENGEÇ, AKREP VE BALIK = SU GRUBU- SEZGİSEL




Bende bir su grubu temsilcisi olarak en vazgeçilez rengimiz yeşil ve biraz da mavidir...
Sezgilerin ve içgüdüleirn temsilcisi olan su grubu yeşilin her tonunda iddialıdır.
Özelliklede nil yeşili daha gizemli bir hava verebilir.
Gölgelendirmede ise kahverengi kalem ve beyaz farlar ile dikkat çekebilmektedirler.
şeftali rengi allık ise çocuksu tenlerine en uygun olanıdır.
ruj olarakta pembe tonları kullanmalıdırlar...

NOT: ben bunu araştırmadan öncede böleydim..allıkta şeftali vazgeçilmez makyaj ürünümdür:D yeşil ve mavi kalemde öyle...içgüdüsel işte:D

İKİZLER,TERAZİ VE KOVA = HAVA GRUBU - BAĞIMSIZ



Hava grubu bağımsızlığı ve özgürlüğü temsil etmektedir. Renkleri ise mavi ve pembedir.
açıktan koyuya mavi rengin her tonu göz makyajında en idealidir. Allık ve rujda pembe seçimi ise yüzlerinde ışıltılı bir görünüm sağlar.

BOĞA,BAŞAK VE OĞLAK = TOPRAK GRUBU -SAKİN



Bu grubun bayanları sakin ve evcimen bir yapıya sahip olmalarınında etkisiyle abartılı yerine sade makyaj yapmayı severler:D En ideal renkleri olan kahverengiyi yüzlerinin her bölümünde rahatlıkla uygulayabilrler. tamamen kahverengi makyajda hakimiyet sürüyor. Pastel renkler tercih edilmelidir.

NOT: ev arakadaşlarımdan biri başak biride oğlakk vee ikisininde sade makyaj yaptığını pek görmedim:D

12 Ağustos 2008 Salı

BENİ BODRUMAA SÜRÜNNNNNNNNN




Merhaba günlük kardeş:D

süper bir tatilin ardından tekrar yanındayım...:p

başlıktanda anlayacağın gibi Bodrum' da aklım kaldı:D öncedende gitmeme rağmen bu sefer bir ayrı güzeldi...mükemmel bir deniz, güneş,huzur,mutluluk...hepsi birleşince ne stres kaldı ne sıkıntı:D

bu sefer Ortakent'e gittim...gerçekten Bodrum'un denizi en güzel olan yeri...yerleşim,oteler bakımından Avşa adası buranın küçük hali diyebilirim:D ama denizi mükemmel.

berrak ve soğuk...sıcak denizi hiç sevmiyorum zaten...denize girince serinliceksin..ya sanırım denizin içinde bir ev yaptırcam kendime..
ancak o zaman rahatlarım:D



Bodrum'da yaşadığı bilinen ilk yazar, "Halikarnas Balıkçısı" namıyla Cevat Şakir Kabaağaçlı'dır. Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923 yılında kurulmasından sonra, Cevat Şakir Kabaağaçlı, günün politikasına ters düşen görüşleri yüzünden Bodrum'a sürülmüş... sürgüne bak beee:D benide sürün Bodrum'a doğruuu:D

Ayrıca bodrum tek renk ve tek tip evleri ile de çok güzel bir şehir görünümüne sahip:D evler bembeyaz ve pembe çiçekler evlerden sarkıyorr:D
tamam yaa sürünn beni dedimmm:D

2 Ağustos 2008 Cumartesi

STUDIO LIVE ..TÜRKÇE POP PARTY..




Cuma akşamı Studio Live'de 70'lerden günümüze kadar olan türkçe pop müziklerden oluşan bir partiye gittim... partiyi tek kelime ile MUHTEŞEM olarak ifade edebilirim.
Saat 22:00'den 02:00'e kadar hiç oturmadan dans ettik. benim için ilginç birşey değil gece boyu dans etmek,ama hiç kimse oturmadı...şarkıların özenle seçilmesi, ortamında güzel olması ile birleşince gecemiz muhteşem geçti...

www.studiolive.com.tr adresinden buarada yapılan tüm programları takip edebilirsiniz.

önümüzde ki hafta için Balkan Fiesta Party var ve 2 kişilik ücrretsiz davetiyem var...çok gitmek istememe rağmen İstanbul'da olmayacağımdan,isteyene davetiyeyi verebilirim...Malum tatile gitmek daha cazip:D

22 Temmuz 2008 Salı

KELEBEKKK..KELEBEKKKKK





Sen boşver onları uç gönlünce
Onların hiç kanatları olmadı ki...
Kelebek...Ooo...Kelebek...Ooo...

Açar mı kanatların bir gün yine?
Kelebek kaç gün var geriye?
Kısacık ömür yeter mi onca hayale?
Gücenme dünya hali böyle..

Sen boşver onları uç gönlünce
Onların hiç kanatları olmadı ki...
Sen boşver onları uç kendin gibi kelebek gibi...
Onların ruhu böyle rengarenk değil saf ve tertemiz

Kelebek..kelebekk..sen uç hep gönlünce...
Kelebek kelebekk..sen uç hep gönlünce...


Kelebek..kelebekk...sen uç hep gönlünce...
Kelebek kelebekk..sen uç hep dokunmasınlar kanatlarına dökülür ya pulların
Unutma sen kelebeksin,ben seni öyle sevdim.
Bir asi rüzgardın da kıyamadım dokunmaya
Sen demiştin ya giderken
Ah kelebek seni hep seveceğim...

11 Temmuz 2008 Cuma

yeterki isteyelim....




gecenin karanlığında ilerleyen bir araba düşünün...
farlar ancak birkaç yüz metre ileriyi göstermesine rağmen, karanlığın içinde çok uzun yolları gitmemizi sağlarlar...
çünkü ilerlemek için sadece iki yüz metre ileriyi görmemiz yeterlidir...

bu hayatın önümüzde nasıl açıldığını anlatıyor. birbirini izleyen iki yüz metre sırayla önümüzde açılacaklarına güvendiğimiz taktirde, hayat bizim için açılmayı sürdürecek; ve sonunda gerçekten istediğimiz neyse, o hedefe doğru götürecektir...

çünkü biz böyle isteriz....

25 Haziran 2008 Çarşamba

VEEEE.............. İŞTE YAZ....



deniz,güneş,sahil,tatil = huzur

yaz geldi işte.9 ay boyunca bugunlerin gelmesini sabırsızlıkla bekledim...ama hep bu 3 ay deniz kıyısı biyerlerde durmayı hayal ettim tabi:D
küçükken ne güzeldi Şarköy de olan yazlığımıza okullar kapanınca giderdik bidaha okullar açılmadan önce pazar günü gelirdik:D tabi düşüncek hiçbişey yok o sırada..sadece; deniz, güneş, oyun,arkadaşlarr....ama malesef hiçbişey eskisi gibi değil...

o 9 ay boyunca beklediğim yaz dönemi içinde ancak 1,2 kere tatile gidebiliyorsun. çünkü artık çalışıyoruz ve heran her istediğimizi yapamıyoruz.

yine de çok şükür ki yaz mevsimi yaşıyoruz. birşekilde biryerlerde denize girebiliyorsun, yada enerjiksen 2 günlüğünede olsa biryerlere gidebiliyorsun..yaa hiç yaz yaşamasaydık:D:D:D o zaman ülke değiştirmek zorunda kalırdık, kuşlar gibi sıcak ülkelere giderdik:)

işte yaz geldii...

ama tabi bunun da bir çözümü var, burada birtakım yatırımlar yaptıktan sonra yaz kış güneyde çalışmakta iyi fikir:D

keşkeee keşkkkkkkeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee büyüklerimizin yaptığı gibi istanbul'dan denize girebilseydik ...İstanbul'da sadece denize bakabiliyoruzzz..yada ben sadece serinlemek için adadan denize girip çıkıyorum..amaa gönül rahatlığıyla, saki mavi bayraklıymış gibi yüzebilmek isterdimm..çünkü marmara denizi güzel bir deniz hiç gözümü yakmıyor:D

işte bununda bir takım eksileri var..o zamandaa denizden çıkmazdım:D çünkü denize girmek bana çok iyi geliyor..herşeyi unutuyorum:D

yaa anlayacağım sevgili günlüğümmm denize girmeliyim:D denize girmeliyimm...denizeee girmeliyimm..DENİZE GİRMELİYİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM:D

(neyseki enerjik bir insanım 3 günlükte olsa ayarladım bişeylerrr:D)

22 Haziran 2008 Pazar

O ARTIK MEZUN:D



Liseyi itirdiğini görebilcekmiyiz diye düşündüğümüz kardeşim Berat:D Kocaeli Üniversitesi mezunu oldu:D
ummadığın taş, baş yarar sözünün doğruluğunu birkez daha anladık:D
çooookkkk sıcak bir gündü kep töreninin olduğu gün.umuttepede yapıldı,benm mezuniyetimden bir farkı vardı,konferans salonu yapılmıştı artık.ve serin serin gayet düzenli bir şekilde çok güzel bir kep töreni oldu. biizmkini hatırlıyorumda o güneşin altında çok kötü olmuştuk.ama yinede o kep atmanın sevinci coşkusu hiç bişeyde yok:D helede 10.yıl marşı çalarken insanın tüyleri diken diken oluyor:D
iki kere kep attım ben,ikiside çok güzeldi ve unutamayacağım günlerdi:D
birde kep törenine katılmayan tipler vardır,,sakın yapmayın..o günü her zaman yaşayamazsınız:D

10 Haziran 2008 Salı

İYİKİİİ DOĞDUNNNN BURCUUUUU




evettttttt pazartesi akşamı çok ama çok güzel bir yerde Burcumuzun doğum gününü kutladık..:D

burcunun üniversiteden arkadaşları ve biz vardık veee ortam süperdi:D anadolu hisarında sabancı öğretmen evindeydik...

gerçekten yemekler, müzik ve manzara süperdi..ee biraraya geliş nedenimizde Burcumuzun doğduğu günü kutlamak olunca,,keyfimiz yerindeydi:D



İYİKİ DOĞDUN BURCUUUUUUUUUUUUU..İYİKİİ VARSINNNNNN:D

2 Haziran 2008 Pazartesi

GÜLŞENİMİZ EVLENDİ:D



merhaba sevgili günlüğüm,

ilk olarak Meltem ile yaşadığımız bu duyguyu bu seferde bize Gülşen yaşattı. güzel bir geceydi:D Gülşen ve Oğul heyecanlıydılar:d Gülşen aynı zamanda güzelliği ile büyülüyordu:D


umarım meltemde anlamıştır, onun düğününde neler hissettiğimizi...
nikah anı geldiii veee rekor şahit sayısıyla gülşen evlendi:D ben Eda ve Meltem:D eda bu durumdann hoşnut kalmadı ama napalım:D ehehehe


sonrasında müzik başladı ve biz dans etmeye başladık, saat 1 gibi müzik durdu biz oturduk:D çok eğlenceli bir geceydi..

ikisine de sonsuz mutluluklar diliyorummmmmmm:D

Not: Gülş ayakkabının altında kalan isimleri söyler misin:p

20 Mayıs 2008 Salı

19 MAYISTA BÜYÜK ADA :D




İlk önce herkesi 19 Mayıs Gençlik ve spor Bayramını kutlarım:D

Yurdumuzun dörtbir köşesinde kutlamalar yapıldı, atamızın bize armağanı olan bu büyük gün saygı ile anıldı..

istanbulun 4 tane güzel incisi diyorum ben adalara. dördü de birbirinden güzel...

sanki bu haftasonu 2 gün boyunca hiç gezmemişim gibi, bir değişiklik yapıp büyükadaya gittim. normalde yazın haftasonlarımın çoğu adada geçiyor zaten, tam ada mevsimi açıldı hadi gidelim dedim bir baktımki ada mevsimi çoktaaannnn geçmiş. okadar sıcakki yürümekte zorlanıyorsun.







büyük adanın en güzel yanı fayton ile lunaparka kadar gidip, ordan sonra ki UZUN ve bayağı DİK olan yokuşu tırmanarak orada ki kır lokantasında, güzel bir manzara ve temiz hava eşliğinde yemek yemek.

tabiki dün 19 mayıs olduğu için normalde olandan 5 kat kalabalıktı büyükada. fayton kuyruğu neredeyse adayı dolanıyordu:D neyse yürüyelim dedik, lunaparka kadar yürüdük, sonrasındada efsane yokuş ..taaaaaaa Aya yorgi Kilisesine kadar...ben tepeye ulaştığımda kendimde değildim:p






ama sonrasında ki deniz manzaralı muhteşem yemek herşeyi unutturuyor.:D

Büyük ada gerçekten çok güzel bir yer...şimdiden söyleyeyim kısa bir süre sonra burada bir evim olacak:D ulaşım sorunu yok birşey yok. sürekli deniz yolculuğu...

Heybeli adada bir o kadar güzel, orada ise daha çok bisikletle gezi güzel, bisiklete binip piknik alanında piknik yapmalısınız...:D

Burgaz ada ise tepesi yanan ada:( orada da muhteşem bir manzara var ve süper bir öğretmenevi var. yemekleride muhteşem:D



evettt, ama yaz için en kullanışlısı Kınalı ada::D çünkü denizi en temiz olan o..çünkü önü bayağı açık...ve denize girilmesi için öndeki plaj haricinde genelde dışardan gelenlerin bilmediği, sadece ada halkının bildiği gizli plajlar var:D hemen bulduğunuz yerde denize girmenizi değilde biraz gezmenizi tavsiye ederim:D

BAHÇEKÖY DE SÜPER BİR GÜN:D



yorucu ama güzel bir Edirne turundan sonra, Pazar günü bahçeköye gittik.

gidiş amacımız evlenecek kuzenimin, adet gelenek görenek olayları kapsamında olan bohça götürülme kısmıydı:D herkes birbirinin bohçasını açtı:D ama ben bohça kısmından çok etrafla ilgilendim..



Çünkü kuzenimin nişanlısı muhteşem bir yerde oturuyor. babası orman itfayecisi olduğu için, ormanın içinde lojmanlarda oturuyorlar:D ve bizi süper bir yere götürdü...bir tesis yapmışlar,tesisin içindede göl var,:D ve içinde balık, ördek, kaplumbağa:D doğa harikası yani:D

ayrıca insan kendini çok iyi hissediyor orada... düşünsenize orada yaşadığınızı her sabah neşeli kalkıyorsunuz, zevkle işe gidiyorsunuz:D yani işe gitmek kısmı sıkıcı olabilir ama öyle bir ortamda uyanıp hayata güzel başlamak süper bişey olmalı...amaa tabi sonrasında şehir trafiğine girmek aynı olsa gerek:p



tabiki ben fotoğraf makinasını geçirdim elime:D gerisini siz düşünün:D

EDİRNE GEZİSİ




92 yıl Osmanlı Devletine başkentlik yapmış bir şehir Edirne...

Şehre ilk girişte Selimiye Camisi görkemli bir şekilde görünmekte... şehir yerleşim açısından pek iç açıcı görünmüyor fakat tarih açısından gayet büyüleyici.her tarafı tarihle dolu..orada yaşayan uygarlık ve devletleri bıraktıkları eserlerden anlamak mümkün..

















örneğin ilk durağımız Eski camii idi.Selçuklu mimarisi caminin duvarlarını süslemişti, ondan sonra gttiğimiz 3 şerefeli camide ise biraz daha çiniye yönelmişler, artık osmanlı mimarisi baş göstermiş, en son ve en görkemli olan camii Selimiye idi..insanı o kadar büyülüyordu ki.


Selimiye camii, Yavuz sultan Selim'in emri üzerine Mimar Sinan tarafından yapılmıi. Mimar Sinan 80 yaşındayken başlamış yapmaya. Diğer camilerden ayıran en önemli özelliği tek bir kubbe üzerinde yükselmesi ve 8 ayak üzerinde durmasıdır. ayrıca o kadar etkileyici bir akustik tekniği kullanılmışki:D caminin oymaları akustiği dengeliyor:D


bunun dışında II. Beyazıt Külliyesi, Balkan şehitliği, Lozan Anıtı, Pazarkule sınır kapısı ve Meriç nehri de çok büyüleyiciydi.








en son olarakta meşhur kapalı çarşısına gittik.









Gerçekten çok güzel bir geziydi. Edirne görülmeye değer çok güzel bir şehir. yemek olarakta ciğeri ünlü fakat ben ciğer yemediğim için, yemek olayı bana pek cazip gelmedi:D

ama meriç nehri kıyısında ki çay molası süperdi:D

15 Mayıs 2008 Perşembe

MARMARA ŞENLİKLERİ




merhaba Güünlüğüm,

kuzencim saolsun yine bir konserdeydim:D bu sefer üniversite şenlikleri vardı..ve Emre Aydın konseri...:D

eskiden kapıdan içeri girebildinmi konserde dahil herşeyden yararlanıyordun. bu sefer kapıdan girmek bir dert, konsere girmek ayrıca:D

tabiki bu zorlukları yaşamadık ve kuzenimin patronu sayesinde VIP gibi bir alandan izledik konseri...alt tarafta öğrenciler arasında iğne atsan almak için eğilemez bir durum vardı. bizim olduğıumuz yerlerde ise sandalyeler vardıı. ama tabiki ben çok az oturdum. müzik var ve konser ortamı ve ben tabiki ayakta:D
birde yanımdaki uykucu şirini unutmayalım. Emre aydın orda şşarkı söylyor. herkes eğleniyor, ben bir bakıyorum bizimki esneme ile meşgul:D 100 kere esnedin be Selen...

veee gecenin sonunda hawai fişekler atıldı. çok güzeldi çünkü olduğumuz yerden atılıyordu, yani kulaklarını tıkadığında ve yukarı baktığında gökyüzünden sana doğru gelen bir sürü ışık...:D



işte gecenin en güzel şarkısı;

Ve uğraşmak anlamsız
Yüzündeki yabancı
Her geçen saniye bana daha yabancı .
Ve böyle olmasın bildiğim gibi kal sen
Her geçen saniye daha da zorlaşmasın
Ve gülümse şimdi .......

10 Mayıs 2008 Cumartesi